İlk diyalog!
Papağanınız eve geldi. Belki bir kafes belki bir kutu içinde ve yeni yuvasına maceralarla geçiş yaptı ve o da ne, avazı çıktığı kadar bağırarak ortalığı inletmeye başladı! Gözü sizin üzerinizde, bir yandan da nerede olduğunu kestirmeye çalışıyor. Bir sürü yabancı nesne, hiç bilmediği bir ortam, hiç bilmediği bir insan, üstelik doğrudan ona bakıyor!
Papağan evladınızla ilk diyaloğunuzun, sonraki ilişkinize kesinlikle etkisi olacaktır. İlk karşılaşmada siz ne düşünürseniz düşünün, ona ne kadar sevgi beslerseniz besleyin onun tarafından hissedilmeyecek ve anlaşılmayacak. Çünkü sizin onu bilmediğiniz gibi, o da sizi bilmiyor. Onun gözünde her hareketiniz her sözünüz bir tehdit! Onun gözünde sadece bir avcısınız. Avcılıktan anne/babalığa geçiş yapmanızın tek yolu ona güven vermek. Ve ona güven vermek için yaptığınız masum girişimler büyük ihtimalle ters tepecek. Evet, karşınızda insan yavrularına çok benzeyen bir hayvan var ama, bir hayvan var, insan yavrusu değil. Onun doğasını iyi tanımalı ve buna göre davranmalısınız. Ona nasıl davranacağınıza “önceden” hazırlıklı olmalısınız.
SAĞLIK
Papağan evladınız eve geldiğinde onun sağlık durumunu kontrol etmeniz şart. Papağanlar hastalıklarını en son ana kadar gizler. Gözleri yaşlı mı, tüyler kabarık mı, halsiz mi, burnu tıkalı mı, poposu temiz mi, dışkısı sağlıklı mı, tüylerinin rengi normal ve parlak mı, kilosu iyi mi? Her bir ayrıntı önemlidir. Belki de ileri ki on-on beş gün içinde ölüp ölmeyeceği, bundan sonra nasıl beslenmesi gerektiği vs. bu ayrıntılarda gizlidir. Ve yeni gelen kuşlara iç-dış parazit için ilaç kullanılması da yararlı olacaktır. Bu ilaçların dozu mutlaka ağırlığına göre hesaplanmalıdır ve ASLA İNSAN İLAÇLARI KULLANILMAMALIDIR!
Papağanlar hakkında sürekli okuma-araştırma!
Bir papağanla birlikte yaşamak kolay değildir. Her gün yeni bir şey öğrenir, yeni bir soruyla karşılaşırsınız. Bu soruların cevaplarını kendi kendinize bulmaya çalışabilirsiniz ancak bulduğunuz cevabın doğruluğunu teyit etmeniz gereklidir çünkü yanılgılara çok sık düşeriz. araştırın, okuyun, sorun. Papağanlar “a bunu yapmak hataymış, hadi başa saralım” yaklaşımını zor kabul eder. Kaşla göz arasında sorunlu, hasta bir papağanınız oluverir. Bu yüzden kendinizi geliştirmeniz hem onların mutluluğu hem de sizin mutluluğunuz için şart.
Beslenme!
Papağanların türüne bağlı olarak beslenme programları değişebilir. Her papağan türünün bazı vitaminlere diğer türlerden daha fazla ihtiyacı vardır. Örneğin afrika griler A vitaminine daha fazla ihtiyaç duyar. Amazonların vücudu kalsiyum eksikliğine daha yatkındır, paraketlerin tohum gıdalarına ihtiyacı daha fazlayken, büyük papağan türlerinin besinlerinin %70’i meyve sebzelerden meydana gelmelidir. Yani her besin programı her papağana göre değildir. Bu yüzden hazır gıdalara güvenmemelisiniz. Bilhassa ay çekirdeği ağırlıklı beslenmeden kaçınmalısınız. Bir papağanı ay çekirdeğiye beslemek bir çocuğu sürekli şekerle beslemekle aynı şeydir. Ay çekirdeği papağanlar için gereksiz ve yetersiz bir gıdadır. Ancak ödül olarak kullanılabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder